Gebelikte ikinci bir canlı oluşmasına bağlı olarak vücudun artan besin ve kan ihtiyaçlarını karşılamak için vücutta birçok değişiklik olur. Bu değişiklikler kişiden kişiye farklı olabilir. Çoğu normal olsa da bazı değişiklikler sağlık durumunu tehdit edebilir ve kontrol altına alınması gerekebilir. Bu hassas dönemde gebenin sağlığına dikkat etmesi gerekir.
İlk aylarda meydana gelen değişiklikler
Annelik hormonunun salgılanmaya başlanmasıyla öncelikle endokrin sistemde değişiklikler meydana gelir. Östrojen ve progesteron hormon seviyelerinde oluşan farklılıkla kasık ve memelerde hassasiyet meydana gelir. Hamilelerin çoğunda bulantı, kusma görülür. Bunun nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte değişen hormonların sebep olduğu düşünülmektedir. Vücuda daha fazla kan pompalanmaya başlanır. Kan basıncı düşer. Kalp atım hızı artar. Rahim büyümeye başlar. Rahim duvarı kalınlaşır ve ilerleyen aylarda rahimdeki büyüme artarak devam eder. Görme, işitme ve koku alma duyuları keskinleşir. Böylece anne adayı bebeğe zarar verebilecek bozuk gıdaların kokusunu ayırt edebilir. Bu, bazen mide bulantısına da sebep olabilir.
İkinci trimesterde meydana gelen değişiklikler
İkinci trimesterde karnın büyümesi gözle görülür seviyede artar. Karnın büyümesiyle kas iskelet sistemi dinamikleri değişmeye başlar. Ağırlık merkezi öne kayar. Bel çukuru düzleşir. Gebenin duruş ve yürüyüşü değişir. Bu duruş farklılığı üçüncü trimesterde artarak devam eder. Buna bağlı bel ağrıları ortaya çıkmaya başlayabilir. Gebe kilo almaya başlar.
Üçüncü trimesterde ortaya çıkan değişiklikler
Vücutta en fazla değişikliğin olduğu trimesterdir. Gebe, vücudunun yüzde yirmi beşi kadar kiloyu en çok bu ayda alır. Haftada yarım kiloya yakın alınır. Rahim beş kat büyür. Büyüyen rahim iç organlara baskı yapar. Mide ve kalbin yerinde değişiklikler meydana gelir. Midenin sıkışması sonucu mide yanmaları görülebilir. Mesanedeki baskıyla mesane kapasitesi düşer, idrar daha sık gelir. Hormonlar derideki melanin pigmentinin seviyesini değiştirir. Meme ucu koyulaşır ve büyür. Yüzde lekelenmeler meydana gelebilir. Göbek ortasından kasıklara kadar koyu renkli bir çizgi oluşabilir. Göbek ve kasıklarda koyu renkli çatlak çizgileri oluşabilir. Bu hızlı kilo alımına bağlansa da başka bir görüşe göre hormonların melanin pigment seviyesini değiştirmesine bağlanıyor. Büyüyen rahim, bacaklara giden damarlara baskı yapar. Böylelikle damarlarda göllenme meydana gelir ve basur, bacaklarda şişme, varis ve kılcal damar çatlamaları görülebilir. Gebelerin mümkün olduğunca ayakta kalmaması ve ayaklarını uzatarak istirahat etmeleri önerilir. Büyüyen rahim sırt üstü yatış pozisyonunda ana damarlara baskı yapar. Bu yüzden gebelerin sadece yan yatış pozisyonunda yatması önerilir. Gebelerde su tutulumuna bağlı olarak genel ödem tablosu görülür. Böylece ayaklar haricinde ellerde de şişme olur. Bu şişmelerden kaynaklı sinir sıkışma sendromları görülebilir. Karnın hızlıca şişmesine bağlı olarak karın kası ayrılmaları ve karın fıtıkları görülebilir. Süt salgılatıcı hormon salgılanmaya başlar ve memeler süt vermeye hazır hale gelir. Bazı gebelerde son haftalarda süt gelebilir. Bebeğin çektiği mineral miktarından dolayı gebeden hızlı bir şekilde mineral eksilir. Bunun sonucu olarak diş çürümeleri, kas iskelet sistemi ağrıları ve kas kramplarına rastlanabilir. İnsülin direnci oluşabilir. Doğumda oluşabilecek kan kaybına adapte olabilmek için kan pıhtılaşma faktörlerinde değişmeler olur. Son haftalara doğru leğen kemiği genişler. Leğen kemiğindeki eklemin doğum sırasında açılabilmesi için eklem kıkırdakları yumuşar. Bebeğin başı aşağıya iner. Ve son haftalarda vücut kendini doğuma hazır hale getirir.